31 Ağustos 2015 Pazartesi

Erozyon Nedir? Nasıl Oluşur? Sonuçları Nelerdir?

erozyon
Erozyon bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu toprağın koruyucu tabakasını kaybetmesiyle su ve rüzgar gibi etmenlerle aşınması ve taşınması olayıdır. Erozyon olan bölgelerdeki ortak özellik bitki örtüsünün fakir olmasıdır. Erozyona neden olan en büyük etmenler rüzgar ve akarsudur.

Yeryüzü sürekli atmosferle etkileşim halinde olduğu için sürekli bir aşınma vardır. Bu dış kuvvetler sonucu meydana gelen aşınmaya doğal erozyon denmektedir. Doğal dengenin bozulmasıyla erozyon hızlanmaktadır ve buna da toprak erozyonu denmektedir.

Dünya üzerinde tarım alanlarının %70’i özelliklerini kaybetmiştir. Böylece dünya genelinin %30’u çölleşmiştir ve günümüzde çölleşme tehlikesi olan 110 ülke vardır.


Erozyon Nasıl Oluşur?


Bitki Örtüsünün Tahrip Edilmesi

Ormanların bilinçsizce yok edilmesi bitki örtüsünü tahrip etmektedir. Meralarda hayvanların aşırı otlatılması da erozyona neden olmaktadır.

Arazinin Engebeli Olması

Arazi yapısının çok engebeli veya çok eğimli olması yağmurun bitki örtüsünü kolayca tahrip etmesine neden olmaktadır.

İklimin Etkisi

Ülkemizin özellikle iç bölgeleri sağanak yağmur etkisi altında kalmakta ve yağmur bitki örtüsünün kolayca süpürülmesine neden olmaktadır.

erozyon nedir

Erozyon Nasıl Önlenir?


  • Toprağın bitki örtüsü korunmalı ve boş araziler ağaçlandırılmalıdır.
  • Etkili rüzgar altında kalan alanlara rüzgar kesici engeller yapılmalıdır.
  • Meralarda hayvanların aşırı otlatılması önlenmelidir. Ahır hayvancılığı yaygınlaştırılmalıdır.
  • Tarla açmak için ormanlar tahrip edilmemelidir.
  • Halk erozyonla mücadele hakkında bilgilendirilmelidir.

Erozyonun Sonuçları Nelerdir?


  • Meralar aşırı otlatıldığında erozyon olduğundan meralar azalmaktadır.
  • Toprağın verimi düşer ve verimli tarım alanları azalmaktadır.
  • Erozyonla birlikte barajlar alüvyonlarla dolacağından baraj ömrü azalmaktadır.
  • Toprağın kayması doğal afetlere neden olmaktadır.


Devamını Oku »

30 Ağustos 2015 Pazar

Hava Kirliliği Nedir? Nasıl Önlenebilir?

hava kirliliği

Hava kirliliği doğada yaşayan canlılara zarar verecek maddelerin havada katı, sıvı veya gaz halinde normalin üzerinde bir değerde birikmesine denir. Normal hava içerisinde %78 azot, %21 oksijen ve %1 oranında diğer gazlar ve su buharı bulunmaktadır. Havadaki bu bileşenlerin normali dışına çıkmasıyla hava, insan sağlığına ve ekolojik dengeye zararlı hale gelmekte ve hava kirliliğine neden olmaktadır.

İnsan nüfusunun hızla artması, çarpık kentleşmenin artması, verimi artırmak için kullanılan tarım ilaçları, deterjan gibi kimyasallar hava kirliliğine neden olmaktadır.


Fabrikalar yapılan üretimler sonrası bacalardan çevreye havayı kirletici gazlar salınmakta ve bu da hava kirliliğine neden olmaktadır. Ülkemizin kalkınması, işsizlik sorununun azalması için fabrikaların varlığı şarttır fakat bu noktada hem kalkınmamıza hem de havamızı korumaya önem vermeliyiz.

hava kirliliğinin etkileri

Hava Kirliliğinin Etkileri


  • Hava kirliliği solunum yolu hastalıklarının oluşmasına neden olmaktadır.
  • Özellikle duman alveollerle akciğere taşınarak olumsuz sonuçlar oluşturmaktadır.
  • Ozon ve kükürtdioksit ormanlara zarar vermektedir.
  • Arazilerin değişmesi sonucu karbondioksit miktarı artmakta ve bunun küresel ısınmaya neden olacağı öngörülmektedir.


Hava Kirliliği Nasıl Önlenebilir?


  • Fabrika gibi çeşitli sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılmalıdır.
  • Sobalı evlerde kalorisi yüksek kömür kullanılmalı ve her yıl bacaların temizlenmesi gerekmektedir.
  • Evlerde doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
  • Doğalgaz ve kalorifer kazanlarının belli aralıklarla bakımının yapılması gerekmektedir.
  • Toplu taşıma araçları kullanılmalıdır.
  • Yeşil alanlar artırılmalıdır.


Devamını Oku »

25 Ağustos 2015 Salı

Türbülans Nedir? Türbülanstan Nasıl Korunulur?



Türbülans günümüzde hava yolu taşımacılığının artmasıyla insanların sıkça duyduğu veya birebir tanıklık ettiği bir durumdur. Türbülans kavramı sadece hava yolculuklarında değil bilimin çeşitli dallarında da kullanılmaktadır. Türbülansın kelime anlamı çalkantı demektir. Açık olarak türbülans; rüzgarın beklenenden fazla şiddette veya beklenilmeyen yönden gelerek şiddetli bir hava akımı oluşturmasıdır.

Türbülans çeşitlerinin en etkili olanı açık hava türbülansıdır. Açık hava türbülansı genellikle dağlık alanlar gibi havanın dikey olarak yükseldiği yerlerde görülmektedir. Açık hava türbülansında uçak sağa sola sarsılmaktadır fakat genelde kısa sürmektedir.

Türbülans anında şiddetli bir şekilde oluşan sarsıntı çoğu yolcuyu tedirgin etmektedir. Fakat pilotlar bu duruma girecekleri zamanı bildikleri için büyük sıkıntılar oluşmamaktadır.

Türbülanstan Nasıl Korunulur?


Her yıl ortalama 10 bin kişi türbülanstan dolayı yaralanmaktadır. En fazla bu duruma maruz kalan insanlar ise uçaklardaki kabin memurlarıdır. Türbülans anında kabin memurları dengelerini kaybederek, sağa-sola çarparak yaralanmaktadırlar.

Türbülanstan korunmanın yolu türbülans anında koltuğunuzda kemeriniz bağlı bir şekilde oturmak ve yolculuk sırasında gerekmedikçe koltuktan kalkmamaktır.

Türbülans Olayı Nedeniyle Uçak Düşer Mi?


Pilotlar uçuştan önce uçuş planlamalarında türbülans gibi risk barındıran rotalardan uçmazlar. Uçuş anında ise radarlarla yine hava hareketlerini kontrol ederler. Genelde yüksek türbülansa ve elektrik yüküne sahip bulutların içine girmezler ve etrafından dolaşırlar.

Türbülans ile şimdiye kadar düşen uçak kaydı bulunmamaktadır. Yani türbülans nedeniyle uçak düşmez.

Devamını Oku »

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Radyasyon Nedir? Zararları Nelerdir?

radyasyon

Radyasyon maddenin yapı taşı olan atomdaki kararsızlıktan meydana gelmektedir. Gündelik hayatta birçok insan farkında bile olmadan radyasyona maruz kalmaktadır. Bilindiği gibi atom, çekirdeğinde proton ve nötron, çekirdeğin yörüngesinde ise serbest halde elektron bulunduran maddenin en küçük birimidir. Herhangi bir maddenin atomu çekirdeğindeki nötron sayısı proton sayısından fazla ise ortaya kararsızlık çıkar.Atomdaki kararsızlığı ortadan kaldırmak için nötronlar proton sayısına eşit olana kadar parçalanır ve kararlı yapı elde edilir. Bu parçalanma esnasında ortaya gözle görülmeyen alfa, beta gibi ışınlar çıkar, bu ışınıma radyasyon denmektedir. Radyasyona neden olan maddelere ise radyoaktif madde denmektedir.


Radyasyonu 1896'da uranyum tuzlarının yaydığı ışınları fark eden Fransız fizikçi Henri Becquerel keşfetmiştir. Günümüzde sanayi ve teknolojinin gelişmesiyle uranyum elementi kullanımı çoğalmakta ve radyasyonun etkileri giderek artmaktadır.

Radyo iletişimini sağlayan radyo dalgaları, güneş ışınları ve X ışınları gündelik hayatta sıkça maruz kaldığımız radyasyon çeşitleridir.

radyasyon nedir

Radyasyonun Zararları


  • Bazı radyasyon çeşitleri hücrenin DNA'sını parçalayabilecek güçtedir. DNA'nın parçalanmasıyla hücreler ölmekte ve doğal olarak kansere yol açmaktadır.
  • Radyasyon kanserin yanında DNA'yı değiştirerek mutasyona da neden olmaktadır.
  • Üreme hücrelerine etki ederek doğumlarda sakat çocuk riskini artırmaktadır.
  • Görme bozukluğu ve katarakt gibi sorunlara yol açabilmektedir.

Radyasyonun zararları çok fazladır, yapılan araştırmalar sonucu radyasyonun en büyük etki ettiği organ göz olduğu tespit edilmiştir. Özellikle gelişme çağındaki çocuklarda etkisi fazla olmakta ve görme kaybına hatta ileride körlüğe neden olmaktadır. Radyasyonun neden olduğu çoğu rahatsızlık kalıcıdır. Bu nedenle uzmanlar etkilerini giderek artıran radyasyonun insan neslini tamamen yok olmayla yüzleştireceğini belirtmektedirler.

Devamını Oku »

23 Ağustos 2015 Pazar

Su Kirliliği Nedir? Nedenleri ve Sonuçları Nelerdir?

su kirliliği

Su kirliliği göl, deniz, okyanus gibi su barındıran havzalarda görülen bir kirlilik çeşididir. Su kirliliğinin her çeşidi kirliliğin bulunduğu havzanın içinde ve çevresinde yaşayan hayvanlar için bir faktörüdür. Su kirliliği içinde zararlı maddelerin bulunduğu atık suların yeterli bir arıtmadan geçmeden havzalara bırakılmasıyla oluşmaktadır.

Sularda olan kirli atıklar hem insan sağlığını hem de suda yaşayan hayvanların sağlığını olumsuz etkilemektedir. Örneğin deterjan göllere karıştığında göllerdeki su yosunlarının ve bazı bitkilerin fazla büyümesine neden olmaktadır. Aşırı şekilde büyüyen bu bitkiler göldeki oksijeni hızla tüketmekte ve balık sayısında azalma olmaktadır. Bu durum birçok çeşitte hastalığa sebep olmaktadır.


Bu hastalıklardan;

Fenol Türevleri; mide kanaması, boğazda yanma, böbrek yetmezliği, dolaşım sisteminde bozukluğa yol açmaktadır.
Amonyak; Yemek borusunda ve boğazda tahrişlere, kusmaya, mide ağrılarına neden olmaktadır.
Kurşun; Beyin, karaciğer, böbrek, mide, bağırsak sistemi ve kemik iliği hastalıklarına neden olmaktadır.

Su Kirliliğinin Nedenleri


  • Kimyasal kirlilikler
  • Biyolojik kirlilikler
  • Çevre kirliliği
  • Akarsuların kirletilmesi
  • Fabrikaların atıkları derelere bırakmaya başlaması
  • Yerleşim alanlarındaki kirlilikler
  • Hayvansal atıklar

su kirliliğinin nedenleri
Su kirliliği küresel bir sorun olduğunun yanında birçok salgın hastalıklarının ve ölümlerin nedenidir. Günde 14 bin kişi su kirliliğinin doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı olduğu hastalıktan yaşamını yitirmektedir. Günümüzde dünyada en çok su kirliliğine sahip ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir.

Su Kirliliğinin Sonuçları


  • Salgın hastalıklara neden olmaktadır.
  • Tarımsal faaliyetlerde kaliteyi azaltır.
  • Hayvanların gelişimini yavaşlatır.
  • Ormanların, ağaçların büyümesine ve gelişmesine engel olur.
  • Bütün bunlar sonuç olarak insanların ölümüne neden olur.

Devamını Oku »

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Gökkuşağı Nedir? Nasıl Oluşur?

gökkuşağı

Gökkuşağı güneş ışınlarının yağmurun yağdığı esnada damlacıkların üzerinden yansıması ve kırılması yoluyla ortaya çıkan bir atmosfer olayıdır. Gökkuşağı renkleri rengârenk olduğu için izlenilmesi güzel bir doğa olayıdır.

Gökkuşağının yapısını yağmur damlaları belirlemektedir. Yağmur damlaları küçük olursa ortaya çıkan gökkuşağının belirginliği az olmakta ve geniş bir yapıda olmaktadır. Eğer yağmur damlaları büyük olursa ortaya çıkan gökkuşağı daha belirgin ve kenarları net bir yapıda olmaktadır.

Gökkuşağı hiçbir mitolojik efsaneye bağlı olmayıp sadece meteorolojik olaylar sonucunda oluşmaktadır. Gökkuşağının nasıl oluştuğu artık ortaya çıkmıştır ve çeşitli efsanelerle alakalı olmadığı tespit edilmiştir.

Gökkuşağı Nasıl Oluşur?


Gökkuşağı oluşumu için birtakım koşullar gerekmektedir. Havanın yağmurlu, parçalı bulutlu ve güneşli olması gerekmektedir. Bu üç koşul sağlandıktan sonra güneş ışınları yağmur damlalarına çarparak kırılırlar ve ışığın kırılması ile havada yarım ay biçiminde bir gökkuşağı belirir.

Gökkuşağını görebilmek için bakan kişinin güneşe arkasını dönmesi gerekmektedir. Şelalelerde de gökkuşağı görülebilmektedir. Yüksekten akan sudan sıçrayan su damlacıkları güneş ışınlarını kırarak yansıtmakta ve gökkuşağı oluşturmaktadırlar.

gökkuşağı renkleri

Gökkuşağı Renkleri Nelerdir?


Gökkuşağı renkleri belirli bir sıraya göre dizilmektedirler. Yarım ay biçiminde olan gökkuşağı renkleri dışarıdan içeri doğru kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor renkleridir. Gökkuşağı renklerinin sırası değişmez fakat bazı renkler gökkuşağının çeşidine göre eksik olabilir.

Gökkuşağının altından geçmek mümkün mü?


Bir inanışta gökkuşağının altından geçen kişinin kadınsa erkeğe, erkekse kadına dönüşeceği yer almaktadır. Gökkuşağını görebilmek için güneşe sırtımızı döndüğümüz için gökkuşağı her zaman karşımızda kalacaktır. Bu nedenle gökkuşağının altından geçmek mümkün değildir.

Devamını Oku »

21 Ağustos 2015 Cuma

Atmosfer Nedir? Görevleri ve Katmanları Nelerdir?


atmosfer

Atmosfer, yer çekimi sayesinde Dünya’yı saran ve çok sayıda gazın birleşmesiyle meydana gelen bir gaz tabakasıdır. Atmosferdeki gazların %78’i azot gazından, %21’i oksijen gazından oluşmaktadır. Oksijen gazındaki ufak bir azalmanın olmasıyla Dünyada ciddi solunum sıkıntısı yaşanacağı hatta yaşamın sonlanacağı düşünülmektedir. Geriye kalan %1’lik kısmı ise helyum, hidrojen, karbondioksit gibi çeşitli gazlar oluşturmaktadır. Oksijen ve azot gazı asal gazlardan olduğundan oranları hiçbir zaman değişmemekte, %1’lik kısımdaki gazların oranı ise değişebilmektedir.

Güneş sisteminde yaşam olan tek gezegenin Dünya olmasının nedeni çevresini kaplayan atmosfer tabakasıdır. Hayatın devamı için atmosfer tabakası en önemli unsurlardan biridir.


Atmosferin Görevleri


  • Güneş’ten Dünya’ya gelen zararlı ışınları tutar.
  • Güneş ışınlarını Dünya üzerine dağıtarak Güneş görmeyen yerlerin de aydınlanmasını sağlar.
  • Atmosfer uzaydan Dünya’ya gelen meteorları parçalar.
  • Dünya ile beraber dönerek sürtünme ile ortaya çıkabilecek yanmayı engeller.
  • Atmosfer Dünya üzerinde meteorolojik olayların görünmesini sağlar.

atmosfer nedir

Atmosferin Katmanları


Dünya’yı saran gazların bileşimleri ve yoğunlukları birbirinden farklı olduğu için katmanlara ayrılmaktadırlar. 5 katman bulunmaktadır.

1- Troposfer 


Troposfer Dünya’ya en yakın olan katmandır. İçinde bulundurduğu gazların yoğunluğu fazla olduğu için troposfer, yerçekiminin de etkisiyle Dünya’ya en yakın katmanı oluşturmaktadır. Bu katmanda Dünya’nın tüm meteorolojik olayları oluşmaktadır. Troposfer ekvator üzerinde yaklaşık olarak 18 km kalınlıktan oluşmakta ve içinde Dünya için gerekli gazlar bulundurmaktadır.

2- Stratosfer


Stratosfer, troposfer katmanının üstünde yer almaktadır. Bu katmanın en önemli özelliği hava tutucu olmasıdır ve bundan dolayı hava kirliliği Dünya’da kalıcı olmaktadır. Stratosferin kalınlığı yaklaşık olarak 55 km’dir. Yapılan ölçümlerle bu tabakadaki sıcaklığın -50 C olduğu tespit edilmiştir.

3- Mezosfer 


Mezosfer, stratosfer tabakasından sonra gelmektedir. Bu tabakanın kalınlığı yaklaşık olarak 85 km’dir. En önemli özelliği bu katmanda sürtünmenin yüksek olması ve küçük gök taşlarının sürtünmeyle buharlaşarak kaybolmasını sağlamaktır. Mezosfer kendi içinde iki kısma ayrılmaktadır.

Ozonosfer

Ozon gazları bu kısımda bulunmakta ve böylece güneşten gelen ultraviyole ışınlar bu tabakada tutulmaktadır. Ozonosfer Dünya için koruyucu bir tabakadır.

Kemosfer

Güneş’ten gelen zararlı ışınların bir miktarı da burada tutulmaktadır. Gazlar bu katmanda iyonlara ayrışmaktadır.


4- Termosfer


Termosfer, mezosfer katmanından itibaren yaklaşık 400 km kalınlıkta olan tabakadır. Termosfer atmosferin en kalın katmanlarından biridir. Yapılan ölçümlerde bu katmandaki sıcaklığın 1500 C civarında olduğu ölçülmüştür.

5- Ekzosfer


Ekzosfer Dünya’yı en dıştan çevreleyen atmosferin dış tabakasıdır. Kesin sınırı bilinmemekte ama ekzosfer katmanının sınırı atmosferin başlangıcından 10.000 km yükseklikte olduğu kabul edilmiştir. Bu katmanda yerçekimi çok düşük olduğu için yapay uydular bulunmaktadır. Ekzosfer katmanından sonra boşluğa geçiş olmaktadır.

Devamını Oku »

20 Ağustos 2015 Perşembe

Arkeoloji Nedir? Amacı ve Faydaları Nelerdir?

arkeoloji
Arkeoloji, önceki dönemlerde yaşamış medeniyetlerin maddi kalıntılarını inceleyerek yaşadıkları yeri ve zamanı tespit etmekle uğraşan bir bilim dalıdır. Burada maddi kalıntılar sanat eseri, ev eşyası gibi insan düşüncesinin ürünü malzemelerdir.

Eski uygarlık ve kültürleri gün yüzüne çıkaran arkeoloji bilimi Eski Yunanca’da eski ve bilim kelimelerinin sentezinden ortaya çıkmıştır. Arkeoloji bilimi “geçmişin incelenmesi” anlamına gelmektedir.

Arkeoloji bilimi Türkçe’de “kazıbilim” olarak bilinse de araştırma yöntemlerinden sadece birisidir. Arkeoloji eski medeniyetlerin birbirleriyle ilişkilerini ve kültürel geçmişlerini inceler.

Arkeoloji biliminde kazı yapan kişiye arkeolog denir. Arkeologlar çalışmalarını eskiden toplumların yaşadığı yerlerde yaparlar. Eski kentler genelde toprak altında kaldıkları için birbiri üzerine kurulan mimariler bir tepe oluşturur. Ülkemizde bu tepelere höyük adı verilmektedir. Ülkemizde Çatalhöyük, Alacahöyük gibi eski yerleşim alanları bulunmaktadır.

Arkeoloji bir bilim dalı olarak ortaya ilk kez 16. yy.da Avrupa’da çıkmıştır. Roma ve Yunan yapıtlarına olan ilginin çoğalması ve beraberinde 18. yy.da İtalya’daki Pompei kentinin kazılması arkeoloji biliminin gelişmesine önemli katkı sağlamıştır. Türkiye’de ise ilk olarak sistemli arkeolojiye 1881’de Osman Hamdi Bey başlamıştır.

Arkeolojinin Amacı


Arkeolojinin amacı eskiye ışık tutarak geçmişi gün yüzüne çıkarmak ve ortaya çıkardığı bu bilgileri insanlara tanıtmaktır. Arkeoloji bilimi bu amaçla eski uygarlıkların buluntularını ortaya çıkarıp yorumlayarak geçmişi canlandırmaya çalışır.

arkeoloji bilimi

Arkeolojinin Faydaları


Arkeoloji bilimi günümüzde insanlara tarihini ve köklerini anlatarak geleceklerini aydınlatmasına yardımcı olmaktadır. Böylece ortaya geçmişini bilen bilinçli nesiller çıkmaktadır.

Arkeolog kimdir?


Arkeolog, arkeolojinin varoluşunu sağlayan eski kalıntıları sistemli çalışmalarla ortaya çıkarma, inceleyip değerlendirme yeteneğine sahip kişiye denmektedir. Arkeologlar genelde okuyarak ve yazarak görev yapmakta ve yaz aylarında açık hava kazıları yapmaktadırlar.


Arkeoloğun Görevleri


  • Toprak veya su altındaki kalıntıları ortaya çıkarmak.
  • Çıkarılan parçaların bakım ve onarımını yapmak.
  • Çıkarılan eserlerin temizlenmesini sağlamak.
  • Çevredeki antik kentlerin belli zamanlarda denetimlerini yapmak.

Devamını Oku »

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Geri Dönüşüm Nedir? Avantajları Nelerdir?



Geri dönüşüm, kullanım dışı kalan ve tekrardan kullanıma uygun atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm metodları ile hammadde olarak tekrar imalat süreçlerine geri kazandırılması işlemidir.

Geri dönüşümün amacı su, hava ve toprak kirliliğini önlemek, yeni hammadde tüketimini ve enerji israfını azaltmak, atık malzeme miktarını en az düzeye düşürmek olarak sıralanabilir.

Geri dönüşüm işlemiyle doğaya tekrardan kazandırılabilen malzemeler kağıt, metal, cam, elektronik ve tekstil ürünlerinin tümüdür.


Geri Dönüşüm Nasıl Yapılır?


Geri dönüşümde kullanılacak atıklar sokaklardan, çöplüklerden ve geri dönüşüm kutularından toplanarak toplama tesislerine getirilir. Burada atıklar ilk olarak cam, metal, plastik ve kağıt geri dönüşüm için ayrıştırılır. Sonra kağıtlar beyaz kağıt, gazete kağıdı vs. olarak ayrıştırılır ve diğer atıklar da bu şekilde ayrıştırılır. Atıklar gruplar halinde düzenlendikten sonra geri dönüşüm merkezlerine gönderilirler. Burada parçalama, öğütme gibi işlemlerden geçirilerek hammaddeye dönüştürülürler.


Geri Dönüşümün Faydaları


Atıklar, hammaddeye dönüştürüldüğünde ekonomiye büyük katkı sağlar.

Atık miktarı azalırken hammadde miktarı artar ve farklı yollardan hammadde üretilebildiği için hammadde fiyatları azalır.

Hayvan dışkıları gübre olarak kullanılarak ağaçların ve bitkilerin gelişimine fayda sağlarlar.

Geri dönüşüm işleminde atıkların toplanması ve işlenmesinde gerek duyulan personel ihtiyacı ile ülkedeki işsizlik sorununa katkı sağlanır.

Ülkemizde kaynak olarak az olan ve diğer ülkelerden ithal olarak elde edilen maddeler geri dönüşümle tekrar hammaddeye dönüştürülerek sınırlı kaynakların korunabilmesi sağlanır.

Geri Dönüşümün Avantajları


  • Bir ton kağıt atığın geri dönüşümüyle 17 ağacın kesilmesi önlenir.
  • Bir ton cam atığın geri dönüşümüyle 100 litre petrolden tasarruf sağlanır.
  • Bir ton lastik atığın geri dönüşümüyle %95 oranında enerjiden tasarruf elde edilir.

    Sahip olduğumuz kaynaklar doğru kullanılmazsa gelecekte kaynaklarımız yetersiz kalacaktır. Bu nedenle birçok ülke gelecekte enerji ve hammadde krizi yaşamamak için geri dönüşüm projelerine önem vermiş ve çeşitli geri dönüşüm projeleri geliştirmiştir.


    Sonuç olarak atıkların geri dönüşüm projeleriyle tekrardan ekonomiye kazandırılması çevre ve insan sağlığı açısından çok önemlidir. Ülkemizdeki atıkların yarısından fazlası geri dönüşüme uygundur. İlgili kuruluş ve yatırımcıların bu fırsatı iyi bir biçimde değerlendirmeleri gerekmekte ve geri dönüşüm projelerine gereken önemi vermeleri gerekmektedir.

    Devamını Oku »

    18 Ağustos 2015 Salı

    Heyelan (Toprak Kayması) Nedir? Korunma Yolları Nelerdir?

    heyelan

    Heyelan Nedir?


    Heyelan, diğer adıyla toprak kayması yer göçmeleri olarak ifade edilir. Heyelan toprak örtüsünün bulunduğu yamaçtan belli etkenlerle aşağıya doğru kaymasıdır. Ülkemizde sıkça rastlanan bir durum olan heyelan yağmur sularının toprak içine sızıp burada birikmesiyle oluşur. Biriken sular toprağın altında kaygan zemin oluşturarak toprak kaymasına neden olur. Ağırlığı artmış olan toprak kütlesi yer çekiminin de etkisiyle gün geçtikçe daha hızlı hareket eder. Bazen çamur şeklinde bazen ise büyük toprak kütlesi halinde yamaçtan aşağı doğru kayar ve bir yerde birikir.


    Heyelanın olmasıyla tarlalar, bahçeler kum ve çalılarla kaplanır. Tarıma yaptığı zararın yanı sıra can kayıplarına, bina hasarlarına da neden olmaktadır. Bunun yanında yollara, köprülere ve tünellere zararı da oldukça fazladır.

    Heyelanın en sık görüldüğü mevsim ilkbahar mevsimidir. Bu mevsimde özellikle nisan yağmurları etkili olduğu için ülkemizin birçok yeri yağışlı geçmektedir. Ülkemizde toprak kaymalarının en sık görüldüğü bölge ise Doğu Karadeniz bölgesidir. Bu bölgede yağışlar fazladır ve yamaçlar çok diktir.

    toprak kayması

    Heyelanı Oluşturan Etkenler


    a) Yağış Koşulları

    Toprak kayması yağış ile doğrudan bağlantılıdır. Yağış artarsa heyelan da artar çünkü toprak aralarına sızan yağmur birikmesi sonucu heyelana neden olmaktadır.

    b) Yer çekimi

    Yer çekiminin etkisiyle toprak kütleleri aşağı doğru çekilir. Toprak kaymaları bu yüzden yamaçlık alanlarda olmaktadır.

    c) Eğim

    Keskin eğimli yamaçlar heyelanı tetikleyen en önemli etkenlerdendir. Eğimin artmasıyla yer çekimi etkisini daha kuvvetli hissettirmekte ve toprak daha kolay aşağı doğru kaymaktadır.

    d) Toprak Özelliği

    Özellikle gözenekli topraklar bol miktarda su emdikleri için yumuşarlar. Kayaların ve sert kütlelerin olduğu yerlerde ise toprak kayması ihtimali azdır.

    e) Depremler

    Deprem gibi doğal afetler toprak kayması riskini artırmaktadır.

    f) İnsan Etkisi

    Yol, tünel gibi yamaçların zeminini ve doğal dengesini bozan durumlar heyelana sebep olabilmektedir.


    Heyelandan Korunma Yolları


    • Heyelan tehlikesi olan yamaçlara setler yapılmalıdır.
    • Toprak kaymasını önlemek için özellikle yamaçlar ağaçlandırılmalıdır.
    • Yol, tünel, baraj yapımlarında yamacın zemininin bozulmamasına dikkat edilmelidir.
    • Heyelan ihtimali olan yerlere yeni iskân bölgesi açılmaması gerekmektedir.
    • Yamaçların doğal dengelerini bozmadan drenaj kanalları açılması yoluyla suyun birikmesi önlenmelidir.

    Heyelan Set Gölleri


    Heyelan set gölleri toprak kayması sonucunda akarsunun önünün kesilmesiyle oluşan göllerdir. Akarsunun önüne geçen toprak doğal set görevi görür ve su bu setin önünde birikir.

    abant gölü

    Heyelanın en fazla oluştuğu yer Karadeniz bölgesi olduğu için heyelan set göllerinin çoğu da bu bölgededir. Ülkemizde de bu yolla oluşan heyelan set gölleri şunlardır:

    • Abant Gölü
    • Sülük Gölü
    • Yedigöller
    • Tortum Gölü
    • Borabay Gölü
    • Sera Gölü
    • Zinav Gölü
    Devamını Oku »

    17 Ağustos 2015 Pazartesi

    Dünyanın Yedi Harikasından Biri: Piramitlerin Gizemi

    piramitler


    Piramit şeklindeki yapılar yalnız Mısır’a ait olmayıp dünyanın farklı bölgelerinde yapılmış örneklerine rastlamak mümkündür. Fakat en fazla Mısır’da bulundukları için piramitlere “Mısır Piramitleri” denilmektedir.

    Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir ve günümüze kadar bozulmadan kalan tek yapı Mısır'daki Gize piramitlerinden Keops piramididir. Keops piramidi piramitler arasındaki (145,75 metre) en uzun piramittir.

    Piramitlerin Tarihçesi


    Piramitlerin zamanında dönemin harikulade sanat eserlerini, firavunun mumyasını ve değerli hazinelerini saklamak için yapıldığı düşünülmektedir. Henüz bu zamana kadar içlerinde herhangi bir hazine veya mumyaya rastlanılmamıştır.

    Dünyada ilk yapılan piramit Sakkara piramididir ve M.Ö 2620 senesinde yapımı tamamlanmıştır. Piramitlerin yapısını ve dengelerini ayarlamak çok zor olduğundan birçok piramit yapım aşamasında yıkılmıştır. İlk örneği olarak Meidum piramidi yapılırken sekizinci basamakta yıkılmıştır.

    Piramitleri inşa edenler tabanı eşkenar geometri olarak yapmanın ve eğim açısının düşürülmesi gerektiğini düşünmüşlerdir. Örneğin Bent piramidinin üçte ikilik kısmı yapıldıktan sonra eğim açısı düşürülerek daha sağlam yapı elde edilmiş ve muhteşem görünüme sahip olmuştur. Bu piramit düşük eğim açısıyla yapılan piramitlerin ilk örnekleri olup bundan sonra yapılan tüm piramitler düşük eğim açısıyla yükseltilerek yapılmıştır.

    mısır piramitleri

    Piramitlerin Gizemi


    • İşçilerin olağanüstü bir şekilde günde 10 metreküp taşı piramide eklediklerini varsayarsak Keops Piramidi’nde yer alan 2,5 milyon metreküp taşı 664 yılda yerleştirecekleri hesaplanmıştır. Halbuki piramitler 20-30 yılda inşa edilmişlerdir.
    • Gize’deki piramitler aralarında Pisagor teoremine uygun olarak kenarları 3:4:5 oranında inşa edilmiştir
    • Piramitlerin her biri 20 tonluk taşlardan inşa edilmiştir. Fakat bu taşları olduğu yer ile piramitlerin yapıldığı yer arasındaki mesafe yüzlerce kilometredir. Bu yüzden bu taşların nasıl getirildiği hala gizemini korumaktadır. 
    • Keops piramidinin tabanının çevresini yüksekliğinin 2 katına bölündüğünde pi(3,14) sayısı elde edilmektedir. 
    • Keops ve Kefren piramitleri yönlere göre öyle kusursuz yerleştirilmişlerdir ki eski zamanın koşullarına göre bu durum hayret vericidir. 
    • Keops piramidi ile Kuzey kutbu arasındaki mesafe bu piramidin dünyanın merkezi ile arasındaki mesafeye eşittir. 


    Piramitler hakkında bilimsel olarak kanıtlanmamış bazı rivayetler ise şunlardır;


    • Piramit hangi firavunun adına yapıldıysa o piramide yılda sadece iki gün güneş girmektedir. Bu günler ise kralın doğum ve ölüm günleridir.
    • Piramitlerin içine bırakılan kirli su birkaç gün içinde temiz hale gelmektedir.
    • Piramitlerin içine konulan süt günlerce bozulmazken içinde kalmaya devam ederse yoğurda dönüşmektedir.
    • Piramitlerin içi kışın sıcak yazın ise serin olmaktadır.
    • Açık bir yara piramitlerin içinde daha hızlı bir şekilde iyileşmektedir. 
    keops kefren mikerinos
    Gize Piramitleri

    Dünyadaki En Önemli Piramitler

    • Keops Piramidi (145,75 metre)
    • Mikerinos Piramidi(66,5 metre)
    • Kefren Piramidi (143,56 metre)
    • Sakkara Piramidi (63,17 metre)
    • Maldum Snefru Piramidi (93,26 m)
    • Dahahur Bent Piramidi (104,85 m)

    Devamını Oku »

    15 Ağustos 2015 Cumartesi

    Küresel Isınma Nedir? Nedenleri Nelerdir? Sonuçları Nelerdir?


    kuresel isinma



    Küresel ısınma atmosfere salınan gazların özellikle sera gazlarının etkisi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Küresel ısınma, Dünya üzerinde bir yıl boyunca ölçülen sıcaklıklarda görülen artışa denmektedir. 19. yüzyılın sonlarından beri bu sıcaklık 0,5 ile 0,8 C arasında arttı ve 21. yüzyılın sonlarına kadar bu sıcaklık 1,4 ile 2,8 C arasında artacak. Bu artış geçmiş yıllara oranla giderek artmaktadır. NASA'nın ölçümüne göre 1800'lü yıllardan beri yapılan bu ölçümlerde 2005 yılı en sıcak yıl olmuştur.

    Dünya yüzeyi güneş ışınları tarafından ısıtılmaktadır ve Dünya da bu ışınları tekrardan atmosfere yansıtmaktadır. Fakat atmosferdeki sera gazları bu ışınları tutmakta ve böylece sera gazları dünyada küresel ısınma olmasına neden olmaktadır.

    Küresel ısınmayla oluşan gittikçe artan ısı artışının birçok nedeni olduğu bilinmekte ama bunlardan sera gazlarının başlıca sebep olduğunu bilimsel çoğunluk belirtmektedir. Küresel ısınmanın insanlar ve dünya üzerinde etkilerinin son 50 yılda gözle görülebilir hale geldiği bilimsel olarak kabul edilmektedir. Bilim insanları bu sıcaklık artışının yol açacağı hızlı bir iklim değişikliğine insanların ve ekosistemin uyum sağlayamayacağını belirtmektedirler.


    Küresel ısınma birtakım önlemlerle engellenebileceğinden tüm dünya ülkeleri buna yardımcı olmak adına Kyoto protokolünü imzalamışlardır. Kyoto protokolü atmosfere salınan karbondioksit, metan ve nitrus oksit gazlarının salınımını düşürmeyi hedeflemektedir.

    kuresel isinmanin nedenleri

    Küresel Isınmanın Nedenleri Nelerdir?


    Küresel ısınmayı analiz eden klimatologlar ısınmanın çok büyük miktarına insanların neden olduğunu tespit etmişlerdir. İnsanların ısınmayı arttıran en büyük faaliyetleri ormanların yok edilmesi ve fosil yakıtların tüketilmesidir.

    Küresel ısınmaya en çok atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu bilinmektedir. Sera gazları güneşten gelen ısıyı dünyanın atmosferine hapseden gazlara denilmektedir ve bu gazlardan en zararlı olanı karbondioksit gazıdır.

    Bir başka sebepler arasında da küresel ısınmanın artmasıyla, eriyen buzulların altında kalan sera gazlarının atmosfere yayılmasından endişe ediliyor.


    Küresel Isınmanın Sonuçları Nelerdir?


    Dünyada meydana gelen küresel ısınmanın sonuçları en belirgin hali ile kutuplardaki buzların erimesi olarak görülmektedir. Deniz seviyesinde yükselme ve meydana gelen toprak kayıpları da küresel ısınma sonucu meydana gelen diğer olumsuz durumlardır.

    Küresel ısınma ile beraber birçok ülkede bölgelere göre artan sel ve taşkınlar sebebiyle her yıl birçok insan ve canlılar zarar görmektedir. Öte yandan normalden daha uzun süren kuraklığın yaşandığı bölgelerde de yine canlı hayatı büyük kayıplar yaşamaktadır. Kışlar mevsim normallerine göre sıcak geçerken, baharın erken vakitte gelmesi iklimlerdeki etkiyi gösteriyor.

    Bu değişikliklere alışkın olmayan ve değişiklik sonucu oluşan durumlarda hayatını sürdüremeyen canlı ve bitkiler gün geçtikçe azalıyor veya yok oluyor. Çevre sorunlarının arasında en başta gelen küresel iklim değişikliği insanların çevreye verdiği zarar sonucu meydana gelerek yine insan hayatını olumsuz etkiliyor.
    Devamını Oku »

    14 Ağustos 2015 Cuma

    Trekking (Doğa Yürüyüşü) Nedir? Nasıl Yapılır?


    trekking

    Trekking seyahat etme anlamına gelirken ülkemizde doğa yürüyüşü sporu için kullanılmaktadır. Bu yürüyüş şehirden uzak doğada, ormanlık alanlarda yapılmaktadır. Her kesimden insanın yapabildiği bu doğa yürüyüşü sporu özellikle şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için iyi bir neden oluyor.

    Trekking özellikle doğanın yakından görülerek, sürekli güç sarf edilerek yapılan bir yürüyüş olduğu için diğer araçlarla ile yapılan turlardan daha üstündür. Trekking'in en önemli özelliği ise insanın dayanıklılığını güçlendirmesidir.



    doga yuruyusu


    Trekking'in en temel kuralı doğadaki yürüyüşün tek sıra halinde yapılmasıdır. Trekking uzun süreli bir yürüyüş olduğu için tek sıra kuralına dikkat etmek yürüyüşte enerjiyi doğru bir şekilde kullanmaya ve böylece uzun yürüyüşler yapmaya olanak vermektedir.

    Trekking'in amacı kalabalıktan uzaklaşıp doğa yaşamına uyum sağlamaktır. Bu spor kolay gibi gözükse de yeni başlayanlar için bir hayli zor olabilir. Bu yüzden ilk kez bir tura katılacakların kolay parkurları tercih etmesi ve parkurun detaylarını turu düzenleyen acentadan alması gerekmektedir, aksi takdirde birçok sorunla karşılaşabilir.

    Doğa yürüyüşü sporu yapacak kişilerin yanında mutlaka sırt çantası bulundurmaları ve genelde patika yollardan yürüneceği için uygun bir yürüyüş ayakkabısı giymeleri gerekmektedir. Sırt çantasında yiyecek ve su başta olmak üzere olası bir kaybolma durumu için düdük, yağmurun yağma ihtimali içinyağmurluk, güneşin çok yoğun olabileceği durumlar için şapka bulundurmak gerekir. Bunların yanında el feneri, çakı gibi hafif eşyalar da çantaya konabilir.



    hobi

    Trekking'te giyilecek eşyalar da bu spor için önemlidir. Çünkü uzun bir doğa yürüyüşü yapacağımız için giysilerimizin hafif olması ve aynı zamanda hareketlerimizi kısıtlamayacak şekilde olması gerekmektedir. Kalın giysiler giymek yerine ince kıyafetleri üst üste giyerek terleme durumunda vücut ısımızı daha kontrol altında tutabiliriz. Ayrıca pamuklu giysiler ıslandığında hızlı kurumadığı için genellikle sentetik veya yün kıyafetler tercih etmeliyiz.

    Trekking ( Doğa Yürüyüşü ) Yapacak Kişilere Ufak Bilgiler


    - Yanımızda nasıl olsa sırt çantası var diye çantanın içini gerekli gereksiz şeylerle doldurmamak gerekir aksi takdirde bu durum sizi gruptakilerden erken yoracaktır.

    - Genellikle dağlık alanlarda cep telefonu çekmediği için gruptan kesinlikle ayrılmamalısınız.

    - Bu uzun doğa yürüyüşünde çok çeşitli ve sizde merak uyandıracak şeyler göreceğiniz için yanınızda fotoğraf makinesi bulundurmalısınız.

    - Dere içinden geçerken dikkatli olmalısınız çünkü dere içindeki taşlar yosun tuttuğu için kayma ihtimaliniz artacaktır. Bu yüzden altı düz ayakkabılar yerine altı girintili çıkıntılı spor ayakkabılarını tercih edin.

    - Dönüş saatinde gecikme olabilir bu yüzden bunun bilincinde olarak esnek olmaya çalışın.



    Devamını Oku »

    13 Ağustos 2015 Perşembe

    Günümüzün Hastalığı Stresi Azaltmak İçin 9 Bilgi

    stresi azaltma

    Stres iş hayatındaki başarısızlıklar, evdeki sorunlar gibi birçok nedenden dolayı kaynaklanmakta ve insan hayatını olumsuz etkilemektedir. 
    Stresi tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir fakat bazı yöntemlerle stresi azaltmak mümkündür. Stresin azaltılması ev ve iş hayatında performansınızı mutlaka artıracaktır. Bu yazımızda stresi azaltmak için bazı önerilerden bahsedeceğiz.

    Derin nefes alın: Derin nefes almayla beyne daha çok oksijen gider ve vücudun rahatlaması sağlanır. Derin nefes göz ardı edilmemelidir, derin nefes zihni kötü düşüncelerden temizlemektedir.
    Egzersiz yapın: Düzenli egzersiz ve spor aktiviteleri yapmak stres atmanın en iyi yoludur. Hem vücut hem de zihin sağlığınız için sporu bırakmamalısınız.
    Doğayla iç içe olun: Doğaya çıkıp kafanızdaki düşüncelerden uzaklaşabilirsiniz. Evde tek başına oturmayın, en kötüsü elinize bir stres topu alıp sıkın.
    Hayvanlarla ilgilenin: Özellikle kedilerin okşanıldığı zaman mırlamalarının insan zihnini rahatlattığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
    Düzenli uyku uyuyun: Geceleri 8 saat uyumak stresi düşürmektedir, az uyku uyumak insanı sinirli ve gergin yapar.
    Olumlu düşünün: Karamsar olmak stresi daha çok artırır, pozitif düşünün ve bazı endişelerinizi zamana bırakın.
    Çeşitli baharatları koklayın: Lavanta, papatya, biberiye kokuları sakinleştirici etkiye sahiptir ve koklanıldığında insanın rahatlamasını sağlar.
    Kafeinden uzak durun: Kola, kahve gibi içeceklerde kafein bulunmakta ve kafein gerginliği artırmaktadır. Bu içecekleri kullanmayı azaltmalısınız.
    Stresli olduğunuzu kabul etmelisiniz: Stres endişeli olmaktan kaynaklanır, zihninizdeki negatif düşüncelerle yüzleşin.

    Her şeyi kafanıza takmayın, strese neden olmayın. Şunu unutmayın ki; hiçbir şey sizin hayatınızdan daha önemli değil…
    Devamını Oku »