Dünya üzerindeki oluşum ve
olayların nasıl meydana geldiğini, canlı ve cansız varlıkların yapılarını, ilişki
ve etkileşimi, deneye ve gözleme bağlı yöntemler ile elde edilen bilgiye “Bilim” denir. Diğer bir
deyişle bilim, kendine özgü bir yöntemi olan tutarlı bilgilerin bütünüdür.
Matematik, fizik gibi
belirli bilim dalıyla uğraşan ve bilim dalında uzmanlaşan insana ise, “Bilim adamı” adı verilir.
Bilim, teorik ve uygulama olarak
iki ana bölüme ayrılır. Teorik kısım olguların birbirleri arasındaki ilişkileri
ve farklılıkları inceleyip, kural ve yasa üretme üzerinedir. Uygulama kısmı ise
bilimin, refah düzeyini arttırmak ve insan yaşamının daha basit hale getirmek üzerinedir.
Bilimsel yöntem açısından iki görüş bulunmaktadır.
Tümdengelim Yöntemi
Doğruluğu kanıtlama ihtiyacı duyulmayacak önermelerden yola
çıkarak yeni önermeler üretilir. Genel önermeler, bu yöntemde tüm bilim
çevreleri tarafından doğru kabul edilmiş olmalıdır.
(Tümdengelim
yönteminde son önermenin doğru olması ilk önermenin kesin ve doğru olmasına
bağlıdır.)
Örneğin: Tüm yıldızlar parlaktır,
güneş de parlaktır, o zaman güneş bir yıldızdır.
Tümevarım Yöntemi
Araştırmalarla ulaşılan gözlem sonuçları bir araya getirilerek
genel önermeler üretilir. Modern bilime göre gerçeğe ulaşmada, tümevarım
yönteminin çok önemli bir yeri var olmakla beraber tek başına bu yöntem sonuç
için yeterli değildir.
(Tümevarım yönteminde yapılan araştırmaların ve gözlemlerin kapsamlı olması çok
önemlidir çünkü istisna durumların olma ihtimali her zaman vardır.)
Örneğin: Dünya yuvarlaktır, venüs
yuvarlaktır, öyleyse gezegenler yuvarlak olur.
Sonuç olarak bilimin gelişimi ne tek başına bir
takım teorik görüşlerden, ne de sadece birbirine eklenen sürekli buluşlardan
ibarettir. Teorik süreç de uygulama süreci de birbirini tamamlayıcı
niteliktedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder